Önce bir masa buluyorum ,
Sonra bir kağıt ,
Kalemim ise tükenmiş.
Başka kalem alıyorum , ama önce ki kalemimi istiyorum. Onunla yazmayı daha çok seviyordum. Bu sefer kurşun kalem almak zorunda kaldım , tükenmese bari yarı yolda bırakılmak istemiyordum.
Dememeliydim , her ucu kırıldığında tekrar eski haline getirmek zorunda olduğumu nasıl da unuttum. Eski haline gelmese bile , eskisi gibi kullanışlı olabiliyor sonuç olarak. Hayır asla bir sonuç olamaz. Çünkü , kurşun kalemimin silgisini eksik ettim. Oysa ben hep temiz , eksiksiz , tam yazardım.
Mecburdum , silgi aldım.Yazdıklarım ,yazamadıklarım, silmeye mecbur kaldıklarım oldu. İyi mi oldu ? Bilemedim şimdi.
Ben hep ilgili kaldım , ilgiden uzaktım. İlgisizlikten yakındım.Her gidenin yerine , yenisi koyulur dedim. Demez olsaydım , koyulmazmış ben bunu bildim. Bildiklerimin yanında bilmediklerime şaştım kaldım. Meğer ne de çok kandırırmış insan kendini , ne de çok inandırırmış.
İnanmasa bile , kalemimi kırdım attım.