İnsan diyorum , ama hiç bir zaman insan gibi davranılmadı. Kısa bir hayattı sanki yaşadığım , ipin üzerinde durup cambazlığını yaptığım. Düşmeyecekmişsiniz gibi size bakılması , o insan belki düşmez ama ya o ip koparsa ? Bir de tersini düşün ? O terslikte insan olduğunu unuttunuz işte. Bir teklesem , kimileri “ o cambaz bir şey olmaz diyor.” Kimilerinin ise içi titriyor. Bence hep ilki olan oluyor. Çünkü kimse sizi düşünmüyor , orda hep bir menfaat vardır. Düşerken sizi görüp şahit olmak istemeyişleri vardır. Burda büyük bir menfaat yatıyor işte.
Düştüğünüzde olansa tez yayılan kötü haberin üzüntüsünü bir kaç gün yaşamak , sonrasında ise hayata devam etmek. Ölenle ölünmediği gibi , geçmiş geçmişte kaldı yahut , olmuşla ölmüşe çare yok , “Allah rahmet eylesin ” denir ve öylece yaşanır. Hayat standartları , bayılıyorum şu hayata. İnsanlar çabuk alışıyor , oldukça güzel bir şey ama ben ölmeden bana alışsaydınız daha hoş dururdu doğrusu. Ben öldükten sonra belki sizi yukarıdan da izleyemicem , nerden biliyorsunuz belki mekanım cennet değil de cehennem olcak. Hadi garantisini ver desem , veremezsin. Öldükten sonra dua et desem , ederim dersin bir iki dün sonrasında unutuverirsin.
Bir dal bulursun tutunursun bir bakarsın , bir zaman sonra güvenip tuttuğun dal kırılmış. Sahi insan bu durumda ne yapar ? Hadi bir mezar kazın , sonumuz toprakmış. Ben cambazdım , düştüm de mi bu hallere geldim ? Düşenin dostu olmuyor demişlerdi ben bir dost buldum lakin o da gitti sahiden de olmuyormuş bunu bildim. Demek ki düşmüşüm , sağlık olsun. Dedim , dedim ama sağlık da olmuyor. En sonunda üstüne bastığım , yağmurda kokusunu sevdiğim toprak da çürümeye durmuşum. Farkında bile değilim.
Çünkü ;
Ben bir cambazım , asla bir insan değil.
Cambaz düşmez.
İp kopar ama cambaz düşmez.