İnsanların tahammülsüzlüğü gerçekten en üst sınıra ulaşmış durumda hiç bir konuda ve hiç bir şekilde kimse kimseye tahammül gösteremiyor. Bugün Gebze’ye gitmek için bindiğim otobüste, sadece bir adamın başka bir adama, “Akbil’i, uzatır mısınız? “ demesiyle başlamış kavgadan söz ediyorum sizlere.
En ufak bir durumda bile insanlar bu kadar öfke patlaması yaşarken günümüzde oluşan cinayetlere çok da şaşırmamız gerektiğini bilhassa daha iyi anlamış oldum. Elbette ki çağımızın en zor dönemlerinden geçiyoruz. Elbette hepimizi biraz üzülüyor, biraz öfkeyi nefesimizde hissediyoruz. Hatta çoğumuz patlamaya hazır bir bomba gibi bekliyoruz. Bugün de yaşanılan durum bunu gösteriyordu.
Dilerim güzel günleri görebilir, tahammül sınırlarımızı zorlamadan ve öfkemize yenik düşmeden yaşamımızı en iyi şekilde idame ettirebiliriz.
Sevgilerimle…
En çok “biz”
Yüzünüzü güldüren hiç bir sırtını dönme diyor Paulo Coelho. Ben seni düşündüğümde tüm yerküreye bahar geliyor, içimde kuşlar cıvıldıyor, hayat toz pembe olmasa da içinde sen olduğun için en güzel renklerine bürünüyor. Ne çok duygu var sana biriktirdiğim. Bir senedir hayatımda var oluşunun bana vermiş olduğu mutluluğun tarifi imkansız. Kalın telli saçların, uzun kirpiklerin ve“En çok “biz”” yazısının devamını oku
İzdiham
Ben sana teşekkür ederim, beni sen öptün,Ben uyurken benim alnımdan beni sen öptün;Serinlik vurdu korulara, canlandı serçelerim;Sen mavi bir tilkiydin, binmiştin mavi ata,Ben belki dün ölmüştüm, belki de geçen hafta. Sen bana çok güzeldin, senin ayakların da. ÜLKÜ TAMER / İZDİHAM
Buğday Tarlası
Tüm buğday tarlaların içinden koşarak geçmek gibi bir şeydi. Kollarını iki yana açmış, buğday ekinlerinin parmak uçlarından başlayıp, kollarına uzanan serüveniyle ve hafif bir rüzgarla dans ederek, mutluluğunu da adeta gökyüzüyle paylaşıyordu. Güneş’in tonu ve sıcaklığıyla oluşmuş alnından çenesine düşen damlaları görebiliyordum. Onun bu mutluluğu uzaktan da olsa, hayatın yaşamaya dair olduğunu fark etmiş bulunmaktaydım.“Buğday Tarlası” yazısının devamını oku